Senet.az oxucularına gənc özbək şairi Rahmat Babacanın şeirlərini təqdim edir.
SEN OLMADAN EYLÜL’DE
1.
Eylül: Sessiz, Aydınlık Gece
kalplerde zevk, göğüste ateş,
sonsuz aşka inanmak
avuç içi bir iddia, ama cennetlere eş…
Bir kuru ağaca sarılmak bile
Titreyen bir aşkı uyandırır…
Kafeteryaya yakın sokaklarda dolaşmam
Sadece seni bana andırır.
Saçlarının özlemiyle yanan ellerim
ateşlerde yandı, sert buz oldu
Hiçkimsenin yardım etmediği
Sonbahar yine de öfkeyle doldu.
Sen gittin,
iz dahi bırakmadan terkettin…
Kasvetli okyanusla sessizce dalgalandı,
Hüzün içinde hüzün, endişe içinde gülüş …
bekledim, kıştan sonraya kaldı bu gülümseyiş…
Eylül: Sessiz Kalp Örgülerilernin
özlem ve hüzün dolu dipsiz kıyılarında.
Soğuk kışların bitmesini bekliyorum
baharların çiçek açması arzularında.
2.
İçtenlikle mutluluk diledim
ve geleceğinize kesin olarak inandım.
Avludaki çalılar endişeyle bekledi
hayalin ve aşkın yalan olduğu ortaya çıktı.
Avlu kırağıyla doluydu …
Paramparça
birbirlerine sarılmak isteyen,
İki mutlu çift aniden
Kendilerini acı bir işkencenin koynuna attılar.
Ve kırağı çalıların dudaklarından düştü…
Yağmurlarla yıkanan bir dere dolusu
sonsuz duygu dalgalarlar halinde aktı.
Şimdi sarsıldılar
soğuk rüzgârlar da onları sıktı.
Bir sürü kırağı gözümüze düştü …
Aşk ilacı şimdi nadirdir
ve temiz hava yeterli değil.
Özlem ve dağılmanın kulübesinde
Sonbahar ne yazık ki bir şarkı söylüyor.
Ve evlilik hayallerimin ocağına ateşler düştü …
3.
Gerilerek şehri uyandı…
üç aylık rüya ortadan kayboldu.
Sokaklar dolu: insanlarla dolu… yeri,
göğü titreten kahkahalarla dolu.
Okulda, derste, üniversitelerde
aceleyle birkaç susamış insan yürüyor.
Eylül yarının inancı,
Eylül hayalimin arzusu…
Kalplerde titrek tutku
Göğüslerdeki şenlikli, neşeli bir ruhtur.
Kendine iyi bakmakla hayat olmuyor
ve buruk, kötü bir iç çekimi yaşarız…
İlkbahardan gelen tortular
biraz sonbaharda olmamak
bize mutluluk ve tatlılık verir.
Sessizce duraklarda beklıyor
ve otobüste neşe arıyoruz.
Ve mutluluk birçoğuna verilir,
ama nedense yanımda benden kaçar,
İçimde neşe yok, kahkaha yok, aman Tanrım,
Kendime sahip olmadan onu özlüyorum.
Belki de derin bir uykudasın şimdi, canım…
4.
Güzel bir Urgen gecesinde,
sevgilime can atıyorum şiir yazarak.
Ruhu beslemeyecek her şey gökyüzünü karartıyor,
ve sonbahar kasvetli ruhum çelişkili, külfetli.
Kimsem yok
yalnızca kendi başına paylaşılan yalnızlık.
Gözlerime bir acı gelip doldu.
sis sürüsünün susamış ruhu misali.
Ne yazık ki, ayların ortasında durdum
Eylül ve yağmurlu ekim,
Alnım acımasızca kırışlandı,
kalp atışlarımda tedavi edilemez yaralar.
Beni uzaklara, uzak kıyılara çağırdı.
gizli güç alanlardan çekildi.
O zaman seninle, hüznümle tanıştım
Sonra senin özlemini tanıdım …
5.
Senin Eylül’ün var,
Sen Eylül ayındasın …
Benimse hiçbir şeyim yok!
6.
Eylül …
2018/09/21.
* * *
Kendi kendime
Aradım sözcükleri
mutlulukta “sen”
üzüntüde “siz”
Konuşan kelimeler
Hastalıkta keder
Sözcükleri gizliyorum.
Aşık üzülmüş
Kelimeler iniltili
Sessizlik ruhu içinde
kelimeleri arıyorum
Sadece özgürlük
sözükleri aranıyor.
Bir de sadece gerçek
konuşma sözcükleri.
Gırtlak yoluyla
Gelen sözcükler.
Geniş göğüslü
Sözcükler içermeyen.
Kelime olmamak
Duyulmuş sözler de
benim sözüm değil …
sadece ağlayan bir kelime var
işte o, benim sözüm…
2018/09/10
Rus dilinden Turkçeye Oktay Hacimusali çevirdi.